“2021’de 3 bin 480 eser iade edildi”

Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü bünyesinde görev yapan Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanlığı ekipleri, Türkiye’den kaçırılan tarihi eserlerin yurda iadesi için hummalı bir çalışma yürütüyor. Yurt dışındaki müzeler ve sanat ticaretiyle uğraşan kurumların web sayfaları ile yayınlarını titizlikle tarayan ekipler, Anadolu’dan kaçırılan kültür varlıklarını tespit ediyor. Daha sonra söz konusu ülkeye gidip, yerinde incelemede bulunan ekipler, tarihi eserlerin Türkiye’ye iade edilmesi için gerekli çalışmaları yapıyor.

‘HEP BAŞARILI SONUÇLAR ALDIK’

Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanı Zeynep Boz, başkanlık bünyesinde 3 şube bulunduğunu ve Yurt Dışı Kaçakçılıkla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün tarihi eserlerin iadesi için çalıştığını belirterek “Bu şubemizde; müzayede katalogları, bilimsel yayınlar ve sosyal medya incelenerek Anadolu kökenli eserlerin tespitinin yapılması ve iadesi için gerekli dosyalar hazırlanıyor, müzeler veya akademisyenlerce hazırlanmış bilimsel raporlara bakılıyor. Daha sonra eserin iadesi için bazen dava açılarak, bazen Dışişleri kanalıyla diplomatik girişimlerde bulunuluyor, bazen Interpol veya Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından kurulan polis iş birliği yolunda, bazen de savcılar tarafından hazırlanan adli yardımlaşma taleplerini ülkelere ileterek yol alıyoruz. Şu ana kadar hep başarılı sonuçlar aldık. Tüm ekibim canı gönülden, gece gündüz demeden çalışıyor. Bir kadın olarak kadın ağırlıklı bir ekiple çalışıyorum ve o titizliği, o ışığı, ‘adalet’ duygusunu yerine getirme isteği beni çok mutlu ediyor” dedi.

“HİÇBİR DOSYAMIZIN PEŞİNİ BIRAKMAYIZ”

Boz, eserlerin iade süreçlerinin bazen yıllarca sürebildiğine dikkat çekerek “Mesela 98 yıllık bir konumuz var. 1906-1912 yılları arasında Boğazköy’de yapılan kazılarda 33 sandık eser kataloglanmak ve restore edilmek için Almanya’ya gönderiliyor. Halil Ethem Bey’in girişimleri ile iade ediliyor eserler ama bir sfenksi Almanya iade etmiyor. Bunu da Osmanlı ile yaptığı bir anlaşmaya dayandırıyor. Biz bunu, bu eserlerin sadece restore edilmesi için oraya gönderildiğini bulduğumuz arşiv belgeleriyle ortaya koyabiliyoruz. Eserimizin iadesi 98 yıl sürdü. Bizim bazen dosyalarımız uzun yıllar sürebilir. Bu, onlara emek verilmediği veya vakit ayrılmadığı anlamında değil; bazen şartların olgunlaşması gerekir, yeni belgeler gerekir. Ama hiçbir dosyamızın peşini bırakmayız, hiçbirini kapatmayız” diye konuştu.

“BU SON 30 YILIN EN YÜKSEK RAKAMI”

Boz, Macaristan’da 2016’da ele geçirilen Urartu dönemine ait 101 parça eserin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın katıldığı törenle 11 Kasım’da Türkiye’ye iadesiyle ilgili de “Söz konusu bölgede bir kaçak kazı olduğunu zaten biliyoruz. Bu eserlerin üzerindeki kimyasal bozulmalar da birebir aynı olunca bu eserlerin, o eserlerin kaçırılan bir parçası olduğu argümanımız güçlendi ve Macar tarafını ikna ettik. Ortaya koyduğumuz verilerle, daha önceki bir eser iadesindeki gibi, Macaristan’dan çok şeffaf bir iş birliğiyle eserlerimizin iadesi mümkün oldu. 2021 yılında yapılan çalışmalar sonucu 3 bin 480 eser Türkiye’ye kazandırıldı ve bu son 30 yılın en yüksek rakamı” ifadelerini kullandı.

Boz, yurt içi kaçakçılıkla mücadele konusunda ise daha çok ihbar üzerine çalışmalar yürütüldüğünü belirterek “Bakanlığımızın ihbar hattı Alo 176. Vatandaşlarımız sıklıkla buraya başvuruyor. Bunlar bizim için çok önemli. İşi şansa bırakmıyoruz. Gelen bütün ihbarları değerlendiriyoruz” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir